Kariyer denilen olgu her zaman inişler, çıkışlar, olumlu veya olumsuz günleri içerir. Hiç bir zaman kesin bir zafer veya kesin bir mağlubiyet söz konusu değildir. Her hata içinde çıkarılacak dersler barındırdığı gibi her zaferden de edinilmesi gereken deneyimler mutlaka çıkartılmalıdır.
Mesele; çok şanslı/becerikli değilseniz ve daha erken bir ‘exit’ gerçekleştirmediğinizde yaklaşık 30 yıl sürecek bu dönemde atacağınız (mümkünse) bütün adımların doğru olmasıdır;
Kariyer Hedefleri vs. Kişisel Gelişim Hedefleri
Kariyer Hedeflemesi çok popüler ve PR kokan bir tanım olmakla birlikte asli olan Kişisel Gelişim’dir
Bireyin ‘Kariyer Gelişim Hedef’lerinden ziyade kendi ‘Kişisel Gelişim Hedef’lerine sahip olması ve bunları takip ediyor olması kendisine en büyük faydayı sağlayacaktır.
Kariyerinizdeki gelişimin seyrini etkileyen onlarca, belki de yüzlerce parametre vardır ve taktir edersiniz ki bütün bunları kontrol altında tutmanız olası değildir.
Fakat işe Kişisel Gelişim perspektifinden baktığınızda sürecin öznesi öncelikli olarak maaş, pozisyon vb. etmenler değil direkt siz olacağınız için sınırları belirlemek, yönünüzü çizmek, gelişim alanlarında ilerlemek gibi kararlarda çok daha esnek olursunuz.
Kişisel Gelişim adımında ise dikkat edilmesi gereken en önemli şey kendinize bir şey katmayacak konumlarda/pozisyonlarda uzun süre vakit kaybetmemeniz olacaktır.
Doğal olarak insanlar güvenli bölgelerinde kendilerini çok daha rahat hissederler. Modern çağda çalışan insanlar için -özellikle ekonomik kaygıları da eklediğimizde- iyisiyle kötüsüyle mevcut işleri onların güvenli bölgesini oluşturur.
Değişime Ayak Uydurmak
Değişime ayak uydurmadığımız her saniye, tıpkı altı yavaş yavaş ısıtılan bir tenceredeki kurbağa gibi tepki veremeden oyun dışında kalırız.
En önemli gerçeğin değişime ayak uydurmak olduğu bir zamanda iş yapış yöntemleriniz, yenilikleri günlük rutinlerinize ekleyebilmeniz, bu sayede verimli ve üretken birer çalışan olmanız, piyasada aranan yetkinlikleri mevcut ortamınızda uyguluyor olmanız sizi değerli yapacaktır. Aksi durumda ise değişim tıpkı yerçekiminin nesneleri aşağı çektiği gibi sizi dibe kadar çeker ve maalesef ya zincirin en dışında kendinize yer bulabilirsiniz ya da daha kötüsü oyun dışında kalabilirsiniz.
Unutmayın şirketler er ya da geç gerekli olan dönüşüm ve değişim konusunda karar alırlar bu noktada da siz onlar için hala değerli olduğunuzu ve yeni durumda da tercih edilebilecek kişi olmak durumundasınız, maaşınız ve pozisyonunuz şartlara göre görecilidir ve değerinizle doğru orantılıdır.
Dünün yöntemleriyle bugünün projelerini yapmaya kalkarsanız verimsiz, üretkenlikten uzak, yenilikçiliğe kapalı, kısaca başarısız olursunuz.
Özellikle yeni jenerasyonların bu konuda daha tutucu davranış sergileyebilecek olan üstlerini ikna etme ve yönlendirici olma gibi belki de iş tanımında asli görevi olmayan bir misyonu daha ortaya çıkacaktır, bunu hem kendisi hem de çalıştığı şirketin yararına yapması gerektiği de açıktır.
Bu sitede bir makalede gördüğüm ve fazlasıyla katıldığım bir alıntı;
Kendi hedeflerine sahip olmayan kişiler, başkalarının hedefleri için çalışırlar.
Siz siz olun kendi hedefleriniz doğrultusunda ilerlemeyi öncelikli ilkeleriniz arasından asla çıkartmayın.
Comments